13 Ocak 2010 Çarşamba

senin için son kez..

sırtımı denize, yüzümü güneşe döndüğümde gelmişti karanlığın hayatımın üzerine; ne yavaş ne hızlı, orta karar adımlarla yalnızlığımın dizinin dibine, tutulmanın tam öncesinde.

sırtını güneşe, yüzünü dağa dönerek gittin oysa varlığımın üzerinden, kalır sandıklarını da yanında alarak ya da umduklarımla. çaresizliğini, yoksuzluğunu, korkularını çuvala koyup bıraktığın kapımdan benim cesaretimi alarak koyuldun sefil yolculuğuna, kime neye inat..

ucube düşlerini al git bu güneş vuran kapıdan, yeterince insan kirliliği verdiğin yetmezmiş gibi çalıntı hayallerinle süslediğin gülüşlerini de topla öyle kaybol cehennemine.

bir adım ötede gelirken benim için kazdığın çukurunu unutma, gelirken soyunup herşeyini içine bıraktığın. onlarla var olmadığını biliyorum ama inan hiç üzülmüyorum. açtığın boşlukları doldur ki belki yeniden gelirsen içine düşme, düşme ki sen içindeyken ben o boşluğu doldurmayayım.

doyumsuzluğun sıradan birgün olsun sadece. sırtını yasladığın dağlardan gelir umarım en büyük ızdırap ve hayal kırıklıkların. kalen sandığın surlardan daha büyük olsun çaresizliğin ve yıkmaya kimsenin gücü yetmesin. ben sırtımı sana döndükten sonra orda



durma yeter aslında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder