Geçenlerde balkonda otururken bir tane dede gördüm,tek başına dolaşmaya çıkmış ama sanırım hasta. Uluorta yerde işemeye başladı. Dedim keşke köşeye falan geçeydin. Kadını teki de görmüş,ciyak ciyak bağırıyor.Ne var yani adam işiyor. Dedim acaba ben yaşlanınca nasıl olurum?
Bir kere on numara kaynana olurum. Çocuğuma tek laf edenin alnını karışlarım. Herşeye de karışırım,beğenmezsem suratına fırlatırım,yaparım ben bunu. Anneannem,babaannem öyle değillerdi gerçi ama ben neden olmayayım. Annemde o potansiyeli görüyorum bak.Cumartesi kız istemeye gidicez,şimdiden söylenmeye başladı. Çok hoş vallahi.
Torunlarımla coşarım. Onlarla parka,sinemaya,diskoya,bara giderim. Onlara da laf ettirmem.Şımartırım,gelinlerim ya da damatlarım toparlasın. İşleri ne yani. Para veririm,derim "sarı kola al gel de içelim". Dedem derdi rahmetli.Para verirdi,ben bakkala gidince de sigara içerdi. Kar yağdığı zaman kar topu oynarım onlarla. Diğer dedem oynardı benimle. Yere yatardım, karda izimizi çıkarırdık. Kiraz toplardık beraber,bahçe temizlerdik,çiçek sulardık. Bir kere haber vermeden arkadaşımın oraya gitmiştik. Heryerde beni arıyorlarmış. Evin orda Yeşilırmak kanalı vardı. Bulunmayınca sanmışki oraya düştüm. Korkmuş adam,fenalaşmış. Beni bulunca ağlıyordu. Ne güzel günlerdi hey gidi hey.
Yaşlanınca çoluğumun çocuğumun yanında yaşamak istemem. Kendime bakamayacak duruma gelirsem, olursa alırım kocamı giderim huzur evine. Öyle televizyonda gördüğümüz gibi ya da Mahsun Kırmızıgül'ün filminde olduğu gibi huzur evinde çalışanların işkence ettiğini göreyim bastonumla sıçarım ağızlarına gözlerine,ipnenin evlatları. Sahilde yürücem böyle,bankta oturup güneşlenicem. Kolkola gençleri görünce "beey beeey hatırladın mı bizde böyle gezerdik,hey gidi günler hey " dicem.