23 Eylül 2011 Cuma

taze gündem

i love ahmedinecad. bm genel kurulunda yapmış olduğu konuşmayla içim içime sığmadı ne yalan söyleyeyim. ve bir komplo teorimin sadece benim tarafımdan düşünülmediğini öğrenmiş olmak biraz olsun beni mutlu etti.

kendisinin mühendis olduğunu ve ikiz kulelerin uçak çarpmasıyla yıkılayamayacağını, patlayıcı düzenekleriyle çökertildiğini söyledi. ve bunu afganistan'a saldırmak için bir neden olarak kullanıldığını söyledi. 11 eylül olaylarını şüpheli durum olarak belirtip, abd'nin terörle savaş politikalarını meşrulaştırmak için kullandığını belirtti.

ben de diyordum ki; 11 eylül olayları abd'nin kendi organizasyonudur, kendi insanını kendi öldürmüştür. petrol zengini ama karışık müslüman ülkelere savaş açarak hem bunu meşrulaştırdı hem de petrol elde etme yolunda hızla ilerledi. yani bu ki daha önce de dediğim ortadoğu planına başlamış oldu. mısır, libya,afganistan, iran gibi. müslümanları potansiyel terörist ilan etti pezevenkler. ayrıca, bu bir söylentiydi en son, 11 eylül'de ikiz kulelerde çalışan 3000 küsür yahudi çalışanın aynı gün işe gitmemeleri tesadüf mü sorusunu sordurtmuştu birilerine.

bin ladin'i öldürüp denize attıklarını iddia ettiler. ki en başından beri bin ladin amerika'nın adamı mı diye sorular vardı akıllarda. öldürüp denize attık demek,3 yaşındaki çocuğu kandırmakla eş değer değil midir gönül dostlarım?

ayrıca ahmedinecad, batılı ülkeleri askeri müdahalelerle diğer ülkeleri güçsüz ve bağımlı oldurmakla suçladı. sömürgecilikle suçladı. ve buna alınan 30 kadar diplomat salonu terk etti. işte bu kan emicilerin arasında; abd,fransa,ingiltere,israil gibi devlet başkanları vardı.

ahmedineacad'a gerek kendi kouşmalarında gerekse yazılı olarak cevap vermişler. tahran'ın iran halkına baskı uyguladığını,ülkede bağımsız ve özgür(!) medya organlarının varlığına izin verilmediği gibi suçlamalarda bulundular.

amerika'nın iran'a yaptığı baskıların işe yaradığını düşünmesi de gerçekçi değildir ve yanıltıcıdır. On beş yıldır süren kapsamlı amerikan yaptırımları iran ekonomisine kuşkusuz zararlar vermiştir. ancak, bu baskılar iran’ı izlediği siyasetten geri döndüremedi. tam karşıtı, iran gitgide daha da güçlendi. hem yaptırımlar hedefine ulaşmadı, hem de abd gerçek-dışı isteklerini yalnız ileri sürmekle kaldı. abd'nin iran üstünde sertlik, baskı ve ekonomik yaptırım uygulaması bugüne dek kendi istediği sonuçları bile vermedi. büyük orta doğu'ya sikindirik demokrasilerini getirme projeleri burda işe yaramadı.

bazen ahmedinecad'ı sevdiğimi söylediğimde, bazı aklı evveller "siktir git iran'a" diyorlar. o beğenmediğiniz iran türkiye'den bazı konularda çok daha üstün. belki din kökenli yönetimleri var ama yakın zamanda bizde de olmayacak mı? asdfghj(burada sesli güldüm)

3 yorum:

  1. 28 şubat olmasaydı erbakan bugün türkiye'nin ahmedinejad'ı olacaktı. o da çekinmeden amerikaya ve siyonizme saldırabiliyordu. ama işte gerçekleri konuşan, salt milli değerleri doğrultusunda çalışan, kıvırmayan yöneticiler için "politikacı" yerine ya "diktatör" ya da "bağnaz" deniyor bizde.yazık.

    YanıtlaSil
  2. valla erbakanda sağlam yiyicilerden. biz futbol takımı gibi parti tuttuğumuz için burnumuz boktan çıkmıyor. oyum hep boşa gitti be hacı abi.

    YanıtlaSil
  3. aynen katılıyorum i love ahmedinejad. beğenmediğimiz iran demokrasi de dahil her konuda bizden önde. iranda tutuklu gazeteci kırk civarındayken bizde seksenden fazla. :) bilimsel atılımlarını,inovasyon projelerini söylememe gerek yok zaten. utanıyorum sonra.

    YanıtlaSil