Lalecim beni mimlemiş.Konu ise sevdiğim ve sığındığım eşyalar.Hangisini yazsam bilemedim.Bu yüzden odam çöplük gibi gözüküyor bazı kişilere.
İlk önce bir tişörtümden bahsedeyim. Nerden baksan 15 yıldan fazla bir geçmişimiz var kendisiyle.Gri,yıllar evvel coca-cola kapaklarının altında bir şeyler kazandınız ya da kapak açmaya devam et yazıları olan promosyondan çıkmıştı.Gökdelenin tepesinde goril olan tişörtlerden.O resimli yüzü soyuldu,kolları paramparça,yakasında yine delikler mevcut ama gömleğin,kazağın altına giyiyorum ve o yırtıklarla retro bir görüntü sergiliyorum.Ki aynı zamanda yatarken de giyiyorum.Bu kadar salaşım ya da pasaklaıyım.Adını siz koyun.Öyle unutamadığım bir anım yok,neden bu kadar sevdiğimi bilemedim ama sanırım ilk defa beleşe bir şey kazanmış olmamım getirdiği bir vazgeçememezlik.
Sonra yeşil ayakkabılarım var.Çok eski olmamasına rağmen kalite olarak çok uyduruk ayakkabılar.Ama çok rahatlar ve görüntüsü çok hoşuma gidiyor.O yırtıldı ben yaptırdım,o yırtıldı ben yaptırdım.Hatta en son sağ tekinin tabanı koptu,gittim tabanlarını değiştirttim. O kadar bağımlısıyım.Ne hikmetse ayakkabının başına hep bir iş geliyor. Abimin evine giderken apartman kapısını sağ ayağımın üzerinden geçirmiştim.Tırnağımın yerinden oynaması,parmağımın yarılması bir yana, yine sağ tekinin üstten delinmesi daha bir içime dokunmuştu. Şimdi kendisine yönelik farklı fikirlerim var.Kumaş ve düğmelerle kendi tasarımımı çıkarıcam.
Bilgisayarımda bulunan film ve müzik arşivimi çok severdim.Özel bir şekilde dosyalardım.Ve Türk filmleri konusunda sağlam bir arşivim vardı. O Tarkan,Fatihin Fedaisi,Kara Murattan tutunda Müjde Ar,Ayhan Işık filmlerine kadar bir çok filmim vardı.Boşlukta olduğum bir dönem alışkanlıklarımdan kurtulmam gerektiğine karar verip en son yapmam gereken bir işi en baş yapıp koca arşivi sildim.Sonra o boşlukta geçti yerine pişmanlık kaldı.Bulamıyorum o filmleri.
Anneannemin almış olduğu lahana bebeğim var.Teee Tokattan almıştık beraber Yimpaş denen bir yerden.Hala ilk alındığı gibi,saçı başı,elbisesi tertemiz.Temiz kullandım, çünkü anneannem aldı. Eve böyle misafir çocukları geldiğinde önlerine bir kaç oyuncak atıyorum ama onu asla atmıyorum.Ama salak çocuklar "ben onu istiyorum,abla vermiyor" diye ağladıklarında,annemin bakışları değiştiğinde,gel vericem diyip,koridorda çimdikleyip sağlam bir ağlama nedeni bahşedip öyle veriyorum.Sevmiyorum lan sizi!
Sonracıma,şişeler var.Sakın saçma sapan espriler aklınıza gelmesin,size girsin derim,karşılıklı kalbimizi kırarız. =) Böyle nadir olarak bir araya geldiğim insanlarla ya da güzel geçmiş bir yemeğin ardından kalan soda ve meyve suyu şişeleri. Hatta şu an karşımda duran "aroma vişne nektarı" şisesi Burcu ve Pınarla gittiğimiz Kadıköydeki Dadaş Pilav 2'de içtiğim meyve suyunun şişesi.Neler olduğunu hatırlamıyorum ama üzerine not düşmüşüm,demek ki güzel bir gündü.
Bir tane davul bagetim var.Geleceğin ve gönüllerin dünyaca ünlü bir rock grubunun bateristi Tibet'in bageti.Mezun olurken vermişti,bir de imza atmış üstüne.İlerde ünlü olursa açık arttırmada bok gibi paraya satarmışım.Beni düşünüyor vallahi. Teki bende teki onda.
Günlük diye kullandığım 2 defterim var. Birisi diğerinin devamı niteliğinde.Bugün şu oldu bu oldu diye yazılan defterler değil bunlar.Analiz defterlerim,daha önce de bir yazımda bahsetmiştim zaten.İçlerinden kağıtlar falan fışkırıyor. Hatta hep kırmızı kalemle yazmışım.Neden? Çünkü resmi bir yere bir yazı yazarken saygısızlık anlamı katıyormuş.Yani senin anana bir bacına iki anlamındaymış.Yazdığım yer resmi bir yer olmasa da kırmızı kalem kullanıyorum.
Anneannemden kalma eşyalar benim için çok değerli,onları özel bir şekilde muhafaza ederek saklıyorum.Hatta kokusu kaçmasın diye hiç yıkamadım. Bu Mayısın 4'ünde ölümünün 8.yılı.Çok önemli yeri var bende.
Ve bir sürü ıvır zıvır.Ama hepsine kendimce geçerli bir neden söyleyebilirim.Ben de mi bir şarkıyla bitirsem ne. Ama hareketli olsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder