23 Kasım 2011 Çarşamba

anılaaar

sabah sabah ödev yaparken aklıma ne geldi? sonra da oturup embesil miyim neyim diye düşündüm. bazı arkadaşlarımı ve anne babalarını denkleştiremiyorum. yani bu kız,bu çocuk böyle anne babadan dünyaya gelmiş olamaz diyorum. ki şöyle, aile çok kibar,efendi insanlar ama çocuğu tam aksine despot ve bencil. tip olarak da öyle.

ilk okuldayken bir kız vardı,adı burcu. şişmandı, ben de toparlaktım. ama kız kendi götüne bakmadan benim kilomu eleştirirdi."kilon hiç sağlıklı değil,çok şişmansın" derdi. ben de tam ilk okul zekasıyla "seen kendine baaak" derdim. sonra o iğrenç, çok bilmiş edasıyla ayağa kalkıp ve özellikle omuzlarını geri atıp " benim kilom boyuma göre normal bir kerem, değil mi ha, öyle değil mi?" derdi. ben de he he diye geçiştirirdim. sonra bu besili öküz,"hocaaaaaam derya bana şişkoo dedii." diye hocaya şikayet ederdi beni. halbuki ağzımdan direk o manaya gelecek kelime çıkmazdı. ve hoca da oturduğu yerden, başını kaldırmadan " o kendine baksın" derdi.üzülürdüm lan. ne biçim öğretmensin sen? tamam ben ince,naif bir insanım demiyorum ki, ama sen benden daha şişmandın. benim en azından bacaklarım ince,göbeğim de sarkık değildi. genç irisiyim ben. annem türk standartlarına göre uzun bir insan, babam da yapılı bir insan.yetişme çağında bilmem kaç yıl yüzdüm,omuzlarım geniş. benden minyon olması beklenemez zaten. ama senin annen ufacıktı kızım,baban da uzundu ve şişmanlık namına bir şey yoktu. sen nasıl böyle oldun? ben yarım dünya isem sen 3/4 dünya idin.

ben bu kızı yıllar sonra canlı canlı gördüm. üniversite sınavına hazırlanırken benim gittiğim dershanenin yanındaki dershaneye gidiyordu. Tipik,şişman ergen havalarıyla merdivenlere oturmuş,sabahın köründe ağlayarak jelibon yiyordu. yanına gidip "burcucum,canım ne oldu bebişim?" demedim. içimde kalmış bir yara vardı çünkü. sonra facebokta gördüm, evlenmiş,çocuğu var ve yine şişman.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder