26 Ekim 2011 Çarşamba

saygısızlık


İdolümün Ercüment Çözer olduğunu söylemiş miydim? Saygısızlıktan dem vurur hani. Ben de Memduh Başkan gibi bir dayanak bulursam, saygısızlığa karşı onun yaptıklarının aynısını yaparım. Yapabilirim değil,yaparım. Kızdığım konular basit şeyler aslında.

Kaldırıma araba park edenlere ifrit oluyorum. Hem de öyle böyle değil.Bir sürü otopark olmasına rağmen,adam camdan bakınca arabasını görecek diye gelip kaldırımın üstüne çıkıyor. Tam çıkıyor,öyle kenarına falan bırakmıyor. Benim ordan yürüyüp gitmem için ya bahçeye girmem gerekiyor ya da yoldan geçmem gerekiyor. Kimsenin arabası benim canımdan kıymetli değil politikasını izleyerekten, önceleri arabaların sileceklerini kaldırıyordum, baktım çözüm olmuyor, ben de arabaları çizerek sinirimi atıyorum arkadaş. Anahtarla arka kapıdan başlayarak öne fara kadar çiziyorum,hem de beyazı gözükecek şiddette.

Otobüs duraklarının önüne park eden arabalara da gıcık oluyorum. En son 2-3 hafta kadar önce böyle bir olay yaşadım. İnsanlarda zaten otobüse binmek için sıraya girme kavramı yok,yağmur yağıyor,o şahane yollarımız gölcüklerle dolmuş,arabanın teki geldi tam önüne park ederek alış veriş yapmaya gitti. Ardından gelen otobüsse durağa giremedi,trafiği tıkamamak amaçlı durmadı ve gitti. Ekstradan 20 dakika daha araba beklemek zorunda kaldım. O ve benzeri arkadaşlara sormak istiyorum; " sen oraya park ettin.İyi, hoş,güzel. Peki otobüs nereye girecek, sana mı girecek mal oğlu mal?".

Yavaş hareket eden,sorularıma geç cevap veren insanlardan nefret ediyorum. Dün okulda yaşadım. Yine otobüse biniyorum,sıra kavramı tabi ki yok, olamaz. 2 tane kız ön öne koştular ama durdular otobüsün kapısında.Cüzdanlarını yavaşça çantalarından çıkarıp,açıp,para arayıp öyle bindiler.Kimsenin geçmesine müsade etmediler tabi ki. Bunu da geçtim. Paralarını çıkarıp bindiler, bu sefer iç tarafta tıkama yaptılar. Paralarını ayıklayıp,şoföre verip,para üstü bekliyorlar. Eee andavallar!,biriniz oturun biriniz versin.Götünüzle koca yolu tıkadınız yahuu. Çok sinirleniyorum böyle durumlarda. Sen kendine oturmak için yer kapacaksın diye 8 saat kapıda seni bekleyemem ben.

Kaldırımda 2 kişinin kol kola yürümesi ayrı bir itici geliyor bana. Görüyorsun ki yolu kapatmışsın ve karşıdan insan geliyor. Normal şartlarda senin yol vermen gerekiyor boz ayı! Hayır,bir de çarpıp geçtiğinde gözlerini belertip ters ters bakmıyorlar mı kafasını yarmak istiyorum orda.Babanın yolu zaten!

Okul için İzmit'ten Sakarya'ya gidiyorum ben. Ve o arabaları bilen bilir, yolcuları tez konusuna dahil etmek gerekir. Öyle seçkin insanlar. Üniversite öğrencileri çoğunlukta tabi. Boya küpüne düşmüş gibi makyaj yapıp ( makyaj yaparak çirkinleşen tek kadın milleti bizleriz heralde, çakma blackberry telefonuna kulaklık takıp, 30 cm uzunluğundaki kırmızı ojeli tırnaklarıyla sosyal medyalarda cirit atıp,beyninden büyük küpeler takıp,2 beden küçük kot pantolon giyip modern olduğunu sanan bir kitle geneli. Hepsi değil tabi ki,tenzih ettiğim kesim mutlaka var. Okuldan dönerken yer buldum oturdum. Bir normal çantam, bir bilgisayar çantam, 2'de kitabım var ve ağırlar. 2 tane yaşlı teyze bindi,tonton böyle sevimli,sıcacık teyzeler.Nedense herkes camdan dışarı bakmaya başladı.Birisi dedi ki bu yelloz kızlarımızdan " arabanın dolu olduğunu görüyorlar,yine de biniyorlar.Ne tip insanlar bunlar yeeeaaa!". Birine ben yer verdim ve diğerine de kucağında bebeği olan bir kadın yer verdi. Sağ olsunlar eşyalarımı da aldılar. Bu tüp insanlara karşı ön yargılıyım sanırım ve genelde doğru çıkıyor bu ön yargım,sağ olsunlar ki beni düşüncelerimden dolayı utandırmıyorlar. Saça fön çekince,makyaj yapınca kendilerini modern,medeni görüyorlar. Ben de diyorum ki," medeni olmak davranışlarla ölçülür". Saygısızlar.

Bir de sınıfımda bir kız var,saçlarını elime dolayı yerde sürükleyebilirim,paçoz. Geçen hafta hoca dedi ki; " önümüzdeki hafta ders yapamayacağım,başka bir gün ayarlayalım, o gün yapalım". Çarşamba dediler. Ben de bana uymuyor,salı günü uygunsa gelebilirim dedim. Kız bağırır bir şekilde atladı; " mümkünatı yok, haftada 4 gün gelemem,çarşamba olsun,o gün başka derdim de var,hem ben çalışıyorum." dedi. Bana ne senin çalışmandan,çalışıyorsan gidersin e-mba yaparsın. Hiç bir şey değilde,can havli gibi bağırması beni gerdi.Sınıf ta dumur oldu zaten. İşte çeşit çeşit insan var ve uğraşıyoruz.

Daha onlarca şey yazabilirim buraya. Ben bu tarz durumlara dikkat ediyorum,karşımdakilerden de aynı şeyi bekliyorum. Olması gerekeni bekliyorum ben. Git, ağzınla kuş tut demiyorum kimseye. Ufak şeyler ama inanılmaz öfkeleniyorum.Ercüment Çözer benim.Ercü diyebilirsiniz bana.

2 yorum:

  1. hahahha okuması keyifli bir yazı olmuş. bazen gerçekten de ercüler de lazım diyor insan :) özellikle kaldırıma park eden arabalar ve yer verme mevzusu. ben o arabaların yan aynalarına tekmeyi vurup kırmak istiyorum, daha hiç yapmadım ama her seferinde aklımdan ilk geçen bu oluyor. ukte oldu resmen, bi yan ayna kırmadan gidersem gözüm açık gidecem :) camdan dışarı bakıp yervermeyenleri de ilk durakta indirip ıslak meşe odunuyla döveceksin :)

    YanıtlaSil
  2. ehue teşekkür ederim. =) tekme atıp kırmasanda çizmeni öneririm. böyle insanın içini gıcırdatan bir ses çıkıyor,şahane bir duygu. =)

    YanıtlaSil