4 Aralık 2010 Cumartesi

Gitmek gerek,özlemek- özlenmek gerek. Belki de gittiğin yeri sevip geri dönmemek gerek.
Ayrılık bazen bütün acıların kaynağı gibi gözükür. Belki de insan sonsuz bir ayrılık acısıyla doğmuştur. Ve, o doğum kopup ayrılmaktır. Yaşanan bütün küçük ayrılışlar, işte bu büyük ayrılığın parçalarıdır. Bu ayrılıktan uzaklaşmak için kaçmak ister belki de insan ama nereye kadar kaçabilir ya da kaçabilir mi?
Başkasından kaçabilirsiniz, nihayetinde ondan yeterince uzaklaşınca durabilirsiniz. Ama kendinden kaçan öyle mi; "hem kendisinin düşmanıdır, yani kendisinin avcısı,hem de kendinden kaçıp kurtulmak isteyen kimsedir". Kendinden kendini kovalamaktadır. İstiyorum ki başlasın büyük kaçışım, yeniden olsun herşey,başkasına takatim kalmayabilir.

Kaçarken kendimi de beraberimde götürdüğüm için kendimden kurtulmama imkan yok. Bu yüzdendir ki, benim işim kıyamete kadar durmadan kaçmak, kaçmaktır.
Gönlüme kızgın olarak bakınca, gönül kendinden geçti, kendini bıraktı, yollara düştü.
(Mevlana)


Gezgin dervişler gibi yapıyorum,korkularını yenmek için kaderine suskun kalan dervişler gibi ve sessiz adımlarla terkediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder