11 Ekim 2011 Salı

öğretmen atamaları

memleket meselesi olarak görülen öğretmen atamaları hakkında söylemek istediklerim var. eminim yine birilerine ters gelip beni facebook,ak bok listelerinden silerler ki umrumda değil. birinin canına tak etmiş bu atamalar ve demiş ki; " Kimse bir eğitim fakültesine laf olsun diye veya “bilim” olsun diye girmez. Hiçbir eğitim fakültesi öğrencisi “hele bir bitireyim de sonra ne iş olursa yaparız” mantığı taşımaz. Bir eğitim fakültesini seçmek ne işletme okumaya benzer ne de arkeoloji! Doğrudan bir meslek seçimidir eğitim fakültesine gitmek. O yüzden devletsen eğitim fakülteleri açıyor ve çocukları oralarda okutuyorsan, onlara öğretmenlik yaptırmanın da yolunu bulacaksın!"

eğri oturalım doğru konuşalım.kim üniversite sınavına girip "ben sınıf öğretmeni olacağım ya da fizik okuyup,öğreteceğim." diyor. cevap veriyorum; kimse! evet, oraya girenlerin çoğu yine maalesef ki puanı yettiği için mecburen okuyor. yoksa herkes doktor, mühendis,eczacı olmak istiyor. tamam kabul, işsizlik kötü bir şey ki ben de işsizim,gayet iyi anlayabiliyorum sizi. ama ben yapamayacağım bir işin görüşmesine bile gitmeyi kabul etmiyorum. şimdi her programda her sosyal paylaşım sitelerinde bilmem kaç bin öğretmene destek olun gibisinden bir şeyler söyleniyor. çok umutla bakmıyorum, belirteyim bunu öncelikle. ben olsam sistemin değişmesi için baskı yapardım,platform kurardım.

şöyle ki, herkes öğretmen olmasın kardeşim. nice geri zekalılar çocukların,gençlerin ağzına sıçıyorlar sırf kendi hayatları kurtulsun diye. kpss ile öğretmen ataması olmasın. ayrıca eğitim fakültelerinde ergen iletişimi, çocuk iletişimi, psikolojisi akı boku püsürü dersleri verilsin. veriliyordur belki ama daha bir verilsin. öğretmenlere bakınca olmamış diyorum çünkü. öğretmen adayları kendi branşları ve psikoloji üzerine sınavlara, mulakatlara tabi tutulsun. öyle her ay "belli bir kuruma yardım amaçlı para ödemesi" yaparak bir yerlere atanmasın ve atanma ihtimali de olmasın. misal, rehber öğretmenler- en azından benim gördüklerim- bir boka yaramıyor. intihara meyilli öğrenciye sadece götü yanmış gibi bağırıyor. yanlış!

öğretmen arkadaşlarım,asla sizi burada eleştirmiyorum. sistem bozuk ve biz de bu sistemin bir parçasıyız ne yazık ki. ama bencil olmayalım, başka insanların vebaline de girmeyelim. öğretmenlik yapmak herkesin harcı değil, kutsal bir görev. tüm öğretmen adaylarının atanmasını, işsiz kalmamalarını isterim. lakin gerçekten öğretmenlik vasıfları varsa.

oray eğinle ömür gedik gazeteci olmasın mesela.bu da ayrı bir konum.

2 yorum:

  1. ilk iki paragrafa istinaden; branş öğretmenliklerine nispeten sınıf öğretmenleri biraz daha idealistler, yani "sınıf öğretmeni" olma amacı ile gelenler oldukça fazla.fakat branşlar için mutabıkız.özellikle de teknik eğitim fakültelerinde "öğretmenlik" yapmak için okuyan öğrenci yüzdesi 10 u bile geçmez. zaten bu bölümlerde eğitim veren akademisyenler de öğrencilerini öğretmen olacakmış gibi değil piyasada özel sektörde çalışacakmış gibi hazırlarlar.ders müfredatlarını buna göre belirlerler.eğitim bilimlerine ait dersler hep angarya derslerdir ve lise döneminde gördüğümüz "vatandaşlık" ya da "trafik" gibi derslerle eşdeğerdirler. ama tam aksine eğitim fakültesi okuyan bir öğrenciye branşla kafa kafaya gelecek seviyede eğitim bilimi dersi verilmeli. malesef durum böyle değil.

    asıl sıkıntı şu ki, eğitim fakültelerinin artık özendirilmiyor oluşu.fen-edebiyat fakültelerinden sonra bir sürü alakasız bölümden mezunların da öğretmenlik yapabilecek hale getirilmesi öğretmenlik mesleğinin bir ideal haline gelmesini daha da güçleştirdi.halbuki çocuk eğitmek,öğretmek bir azim sabır ve inançla mümkündür ki bu mesleğe dair saydığım vasıfları taşımaya kimselerin yetiştirecekleri çocuklar da malesef ki vasat ve amaçsız öğrenciler olacaktır.

    eğitimdeki sıkıntılarımız say say bitmez muhakkak ama işin bu ayağı-ki bence eğitilenden evvel eğiteni modifiye etmek gerekiyor-öğretmenlik mesleğini yeniden özendirmek ve eğitim kurumlarında eğitim verecek kişileri daha kalifiye karakterlerden seçmek ile hallolur diye düşünüyorum.

    oh lan ne yazdım be.

    "şimdi de 3-A sınıfından Murat arkadaşımız yirmüçnisan adlı şiirini okuycak"

    YanıtlaSil
  2. listemdeki arkadaşlarım ve gördüğüm eğitim fakültesi üzerinden konuştum. hepsi istedikleri bölüm dışında okuyorlar. kimse kusura bakmasın ama yetersiziz. eğitim veren de alan da hiç iyi kafalarda değiller.
    fen edebiyat fakültelerinin özendirilmemesini geç bölümler kapatılıyor. bir sürü yeni üniversite açıldı çok lazımmış gibi. millet başka tercih yapıyor. bizim dönemimizin en revaçta olan matematik bölümü sakaryada kapatılacakmış mesela. matematik öğretmenliğinin puanı yüksekti,onu kazanamasalar da matematik bölümü yazarlardı sonradan nasılsa öğretmen oluruz diye. eğitim sistemi çok kötü. öğrenci-veli-öğretmen iletişimi çok kötü. kendinden pay biç. şu an sınava girsen okumuş olduğun bölümü okumak ister miydin? ben kendi adıma istemezdim.

    bilinçli,hevesli öğretmen lazım. herkes böyle olamaz. sistemin değişmesi lazım.

    YanıtlaSil