21 Şubat 2011 Pazartesi

Arap sen içme olum

Trablusgarp Savaşı'nda İtalyanlara karşı başarılı direnişler başlamıştı. Aralarında Mustafa Kemal'in de bulunduğu genç subaylar, yerli Arapları örgütleyerek başarılı bir savunma hattı kurmuşlardı. Balkan Savaşları'nın başlaması nedeniyle bu yetenekli ve genç subaylar İstanbul'a çağrıldı. Bundan sonra, direnme cephesi çöktü ve İtalyanlar Trablusgarp ve Bingazi'yi rahatça ele geçirdiler. Ege denizine de bir filo yollayan İtalya, 12 adayı işgal etti. Libya tümden elimizden çıktı. Bunun üzerine Ouchy (Uşi) kentinde, 15-18 Ekim 1912'de İtalya ile Osmanlı Devleti arasında barış antlaşması imzalandı. Uşi Antlaşmasına göre, Libya İtalya'ya bırakıldı. 12 ada ise, Balkan Savaşları sonunda Osmanlı Devleti'ne geri verilecekti. Ama, İtalyanlar sözlerinde durmadılar ve böylece Ege'deki Türk egemenliği de sarsılmaya başladı.Böylece Osmanlı Devleti Kuzey Afrika'daki son toprak parçasını da kaybetti. İtalya Doğu Akdeniz ve Ege'de önemli bir güç haline geldi. Balkan Savaşı'nı kaybeden Osmanlı Devleti'ne Rodos ve Oniki Adayı geri vermedi. İtalya II.Dünya Savaşı'nı kaybedince Rodos ve Oniki Ada Yunanistan'a verildi.

Kaddafi'nin oğlu demiş ki; "Libya'yı İtalyanlara ve Türklere bırakmayacağız." Sonuna kadar direneceğiz de demişler lakin topuklamışlar. Ben de diyorum ki buradan kendisine " sayın jr. merak etme halk da babana bırakmayacak Libya'yı."


Kaddafi son kullanma tarihi geçen diktatörlerden kurtulma hareketinin sonucunda hem koltuğunu hem de kellesini kaybetme tehlikesi altında. Neden? Artık işe yaramıyorlar, çünkü neoliberal ekonomik politikalar diktatörlere uygun değildir de ondan. Sermaye patronları artık başka patron istemiyorlar devletlerin başında, tüketim alışkanlıklarını modern ekonomik perspektife uyarlayamayan insanlarla dolu bu ülkelerde, özelleştirme ve ucuz yatırım faaliyetleri için daha güvenli bir ortam oluşması gerekiyor. O yüzden Kaddafi gidiyor,yeni ekonomik konjukture adapte olmuş ve aynı amaca hizmet veren Türk ve İtalyan sermayesi geliyor yerine. Ve yarından itibaren, uydu anten satışları tavan yapıyor Libya'da, hayatlarının nasıl çalındığını görmemesi için parlak şeylere bakmasını sağlamalı insanların. Artık korkacakları Kaddafi yok, üzerlerine kurşun sıkacak, onları durduracak.

Bu laf üzerine de Libya'daki Türkler ve İtalyanlar açık hedef haline geldi. Daha bir ay önce Erdoğan'a Kaddafi ödülü ver, bacın Ayşe'nin Berlusconi ile beraber olduğu iddası gündemi çalkalasın sen çık ülkeyi Türkler'e ve İtalyanlara bırakmayacağız de.Bir gece ansızın 82 Trablus, 83 Bingazi, 84 Misurata.

4 yorum:

  1. Ben yazsam ayarı kaçıyorum küfrediyorum kendi blogumda buradan yorumlayayım bari içimi dökmüş olurum.

    Şimdi efenim doğrudur zamanında Trablusgarp'da bu toprakları savunmuşuzdur, Osmanlı İmparatorluğu olarak. O dönemin şartlarında Osmanlı'nın Kuzey Afrika topraklarındaki egemenliğine "sömürgecilik" demek acımasızlık olur fakat İtalyanların yıllarca yaptıklarının da bir benzeri sayılabilir. Yani Libyalı arkadaşlar için Türktü İtalyandı farketmez. İkisi de sömürgecidir. Kaddafinin oğlu da "La defolun gidin bababma sölerim valla" diye bizimkilere rest çekmiş ama bizim Arap düşkünü bürokrat ve siyasilerimiz "Eheheh yanlış tercüme oldu dimi abisi" diye hadiseyi gevelemişlerdir.Neyse; bizim girişimcilerin orada Kaddafi'nin batıya açılması ile petrolden payını almaya başlayan Amerika ve büyük güneş enerjisi projelerini hayata geçirmek üzere olan Almanya kadar kazanç sağlayamayacağı muhakkak.

    Amerika demişken; dikkatimi çeken bir şey de Mısır ve İran'daki direnişlere destek veren Obama ve Hillary Yenge'nin petrollerine ekmek bandıkları Libya'daki direnişe henüz yorum getirmemiş olmaları. İran'daki Mısır'daki demokrasi de Libya'daki nedir Hillary Abla? Yandı gülüm keten helva.

    Diktatörlük ile alakalı olarak da; Kaddafi'nin son çırpınışlarıydı aslında "Sömürgeci Türkler ve İtalyanlar" salvosu. Diktatörler içeride sıkıştıkları zaman dışarıdan kendilerine bir kaç düşmanlar belirler ve halkı oraya fokuslar. Uzatmaları böyle geçirdi Kaddafi. Ama olmadı. Ve halkı bastırabileceği düzenli bir ordusu yok hali hazırda. 41 senelik iktidarında ordusunu düzenli ve yerli askerlerden değil paralı ve afrikalı muhafızlardan oluşturmuş, şahsi güvenliğini sağlayacak kişileri de bizzat seçmiş. Yani bugün halkı bastıracak, yahut iktidara tesir edecek bir ordu yok Libya'da. Ortam müsait hava müsait zemin futbol oynamaya elverişli. Darbeyi koyucak araplar, öyle geliyor bana.

    Bir de bu Kaddafi dayının biraz Mao biraz Lenin biraz hüzün biraz keder katarak hazırladığı Sovyet özentisi bir ekonomi modeli varmış ki akıllara ziyan. Onu da artık kısmetse başka bi zaman..

    YanıtlaSil
  2. valla hacı abi,ben bu arap devrimlerini bir proje olarak görüyorum.her zamanki gibi önceden birileri tarafından kurgulanmış ve saf halka oynatılmış.
    baba kaddafi gene yorum yapmış.isyan edenlerin hapçı gençler olduğunu,cezalarının ölüm olduğunu ve pişman olduklarında dahil hiç bi şekilde aflarının söz konusu olmadığını belirtmiş.halka evlerinizde çıkın kuracağım yönetime,komisyona katılın petrolden pay alın demiş.bence çok acı.
    yetkililer,rejimin halk tarafından sırtından hançerlendiğine inanıyorlarmış.hatta trablus yönetimi kendinden o kadar eminki; son ayaklanmadan önce bile libya'yı tarihte benzeri olmayan "halk demokrasisinin" evrensel bir modeline dönüştüğünü düşünüp,halkının kendisine karşı devrim yapabileceğine inanmadı.
    bir tane düşünce kuruluşu ki "dünya standartlarında" libya'yı en despot,otoriter ve en az özgürlükçü arap rejimi olarak sınıflandırdı. ekonomik göstergeler,nüfusun %60 ını oluşturan gençler arasında işsizlik oranının %30 olduğunu ve nüfusun %8 inin petrol servetiyle iç içe bir ülkede fakirlik sınırının altında yaşadığını gösteriyor. varlık içinde yokluk çekiyorlar. para kime gidiyor? kaddafi ve tayfasına.el- insaf be doymadın mı denmez de ne denir bu adama.
    yıllarca türkiye şirketlerine ihale vererek imarını sağla,italyanın kucağına otur.sonra gel beylik tasla.amerika bize sahip olamaz de.yakındır amerikanın elini oraya atması.

    YanıtlaSil
  3. Amerikanın ve Avrupanın oraya el atmasına gerek bırakmamıştı Kaddafi, son 4-5 yıldır çadır kurmadığı saray, meclis komadı zira.Amerika ile ilişkilerini düzeltip dünyanın en kaliteli petrolünü satmaya başlamıştı dışarıya, akabinde Almanlar Libya çöllerine elektrik üretecekleri güneş enerjisi santrali kurmaya hazırlanıyorlardı. Gelgelelim Ukrayna, Kırgızistan ve Gürcistan'dan sonra Mısır, Tunus ve hatta Libya da benzer jeopolitik önem ve yeraltı kaynakları sebebi CIA'nın hazırladığı- desteklediği devrimler oldu. Muhakkak ki devrilen Libya yönetiminin ardından oraya "demokrasi" mottosu ile Amerika destekli bir yönetim gelecektir. Libyalı gençler bu aşamada doğru mu yapıyor yanlış mı yapıyor bunu devrim gerçekleştikten sonra anlayabiliriz. Eğer yukarıda saydıklarım gibi CIA tarafında organize ve finanse edildiyse götlerindeki donu dahi daha şimdiden kaptırdılar demektir.Kaddafi'yi devirip kendi iradeleri ile oluşturacakları Amerika desteksiz bir yönetim de elindeki petrol kozunu iyi kullanmadıkları takdirde çok zorlanacaktır.

    Öf aman sabah sabah karga b.kunu yemeden bu ne siyasi aşktır ulan. Hadi görüşürüz.

    YanıtlaSil
  4. aynen,benzine de zam gelmiş gene.allah büyük hacı abi.hayırlısı.

    YanıtlaSil