7 Ocak 2011 Cuma

Esraaanım


Bireysel olarak kendisini toplum ortalamanın üstünde, belli şeyleri aşmış, yalnız aldığı para neticesi ile oradakilerin çobanlığını yapan bir insan olarak düşünmüştüm. Bu pozitif önyargı, olayı izlememle birlikte yaşadığım hayal kırıklığı, öfke ve şok karışımı duygunun dozunu oldukça artırdı. Ancak olayı ve yaptığı işi baştan değerlendirince aklımın 'ne ummuştun ki?' yanıtını vermesi gecikmedi.

Reyting uğruna,bazı kesimlere yaranmak uğruna birkaç kişiyi programda harcamış resmen.Neslişah adlı 18 yaşındaki kız çocuğunu, sahip çıkıyorum adı altında,eleştiren,yargılayan,ağlatan,kepaze eden,alakasız insanların ona hakaret etmesine izin veren tipik bir zamane sunucusu.İnternetten izledim.Keşke canlı izleseydim de telefon açıp ağızlarına sıçsaydım. Kızın başından 2 evilik veya 2 beraberlik geçmiş, ve ima ettiklerinden anladığım kadarıyla birçok erkeğin cinsel istismarına maruz kalmış. Ve bir de çocuğu var. Kız adanalı. Ona kimsenin yardım etmediğinden, hep kandırıldığından vs. yakınıyor. Ve köyünün muhtarı, onu tanıyan adamlar arayıp, ona hep sahip çıktıklarını, koruduklarını, para verdiklerini ama onun hep başka köylerden erkeklere kendini kullandırttığını ima ediyor. Adananın adını kötüye çıkardığı için ona kızıyor, sinirleniyor.
Stüdyodaki kadınlar onu, iyilikten anlamayan, yalan söyleyen, başına gelen kötü şeylerin sebebinin bizzat kendisi olduğunu söyleyen cümlelerle onu yargılıyor, eleştiriyor küçük düşürüyor.
Şöyle bir bakınca, kızın zeka seviyesi, cehaleti o kadar anlaşılıyor ki. Evet dedikleri gibi bu kız kendi başını kendisi derde sokmuş olabilir. Her mental retardenin yaptığı gibi, ama onu bu şekilde yargılamak suçlamak kimsenin haddine değil. Hele de böyle ulusal bir kanalda, ekranlarda. bir de "biz yardımseveriz, hayırlı bir iş peşindeyiz" kisvesi altında. Kültür ve eğitim düzeyi makul seviyede olanlar bu numaraları yemiyor, yemiyor ama müdehale etmeden de duramıyor. O kızı intihara bile sürükleyebilirsin sevgili Esra Erol. Çok art niyetli bir insan olduğunu düşünmüyorum kendisinin, ama Seda Sayan'da olan cahil cesaretinin kendisinde de mevcut olduğunu düşünüyorum.

Bu programda,bakire kadın isterem, sıfır olsun, el değmemiş olsun diye hönküren içi geçmiş heriflerle gülümseyerek muhabbet ederken nasıl bir ruh hali var çözemedim.Bütün tavırlarıyla, baştan ayağa Gülben Ergen ekolünden gelen, milli manevi değerlere sahip çıkıyorum ayağından, kadınların her türlü aşağılanmasına göz yuman, daha doğrusu bundan kesinlikle gocunmayan, aynı şekilde kadınlar adamları mal mülk sorgulayarak aşağıladığında, "beni nasıl geçindireceksin" diye, "bana bakabilecek misin?" diye sorarak kendilerini küçük düşürdüğünde, adamlar telefon açıp sıfır kadın istediğinde "hadi ordan araba mı alıyorsun, başka kapıya" demeyi aklından bile geçirmezken, elalemin gözündeki o evimizin kızı pozunu bozmamak için kikirdeyip "aman ağzımızdan yanlış bir laf çıkmasın ibrahim beyciğim"lerle yetinen, sıradan, bilindik, mahalle tipi sunucu değil mi bu kadın?

Bugün açtım izledim,akıl sağlığından şüphe duyduğum 30'lu yaşlarının ortalarındaki bir kadına denk geldim.Ve milletin onun konuşmalarına,hereketlerine nasıl gülüp,dalga geçtiğini gördüm. Çoğunun oraya evlenme kaygısıyla geldiğini düşünmüyorum.Ve görün yani bu insanlar oy kullanıp,hükümeti seçme gibi ciddi konularda söz sahibi olabiliyorlar.Ama biz gene de gülelim ağlanacak halimize.

2 yorum:

  1. Programın kendisinden belli canım herşey. Evlilik gibi kutsal olan bir olayı ayaklar altına aldılar resmen. Biz mutlu çiftler yaratıyoruz ayağına kaç kişiyi harcadılar.

    YanıtlaSil
  2. ne mutlu çifti,geçen gazetede vardı.evlilik programından evlenmişler.sonra adam kadını satmaya başlamış.yalan dolan göz boyama.dejenere olduk iyice.

    YanıtlaSil