6 Ocak 2011 Perşembe

Bizans vs.Doğu Roma


Efenim madem yaptım neden yayınlamıyımcılardanım.Bizans meğersem neymiş yahuu.Bu konuyu araştırırken baya geyikler döndü.Hatta bir sitede ünlü bir tarihçinin yaptığı açıklamaya göre Osmanlılar, müslüman Bizanslılarmış.Ama babama sorduğumda aldığım cevapsa;" Bizide mi kendi malları yapmışlar? Yorma o küçük beynini, Dünya'nın 4'te 3'ü Türk gerisi Çinli be kızım."Biraz ima kattı ama ne demek istedi çözemedim,dalga mı geçti acaba?? Neyse, yeni olayım şu; Tarihçilerin bir kısmı Bizans diye bir imparatorluk yok,Doğu Roma'nın devamı,diğerleriyse Doğu Roma yok,Bizans farklı bir imparatorluk diye bastırıyorlar. Ya da öyle bişey işte. Buyrun devamı;

Türklerin kadim tarihinin vazgeçilmez unsurlarından Bizans Devleti'nin siyasî ve sosyal tarihine ilişkin sorunların çözümüne dair çabalarda yetersiz olmamız Türk tarihçiliğinin kuramsallaştıramadığı Anadolu Türk-Bizans ilişkileri problematiğinin karmaşıklığını bir kat daha arttırmaktadır. İster analitic isterse describtive ve narrative olsun ciddi bir tarih yazımında zorunlu olan kavram bilgisinin etimolojik çalışmalara ihtiyaç duyduğu muhakkaktır...

Türklerin Batıya ilk hareketinden günümüze, geçmişi anımsatan her mekan ve anlatıda, zihnimizin bir köşesinde farklı çağrışımlarla, intikam ve aşk duygularından, kılıç, kısrak ve çan sesine imgeler zengini bir dünyanın timsali; ama gerçekte ne olduğunu bilemediğimiz bir yaşamın arka yüzü; Bizans!
Kelime Anlamı Olarak Bizans
Bizans kelimesinin etimolojik arka planına bakıldığında Helen dil temeline dayalı olduğu görülecektir. Kelime Bizans kroniklerinde Buzantio (βυζάντιο) olarak geçmekle birlikte, araştırma eserlerinde genel olarak Bizans için 'MÖ. 7. yüzyılda Grek kökenli deniz kolonisi Megaryan'lar tarafında Haliç'in güneyinde kurulan şehrin adı' denilmektedir.

'M.Ö. 660'da Dorlar tarafından kurulan ve daha sonra Roma İmparatorları'nın ikametgahı ve D. Roma'nın başkenti olan şehrin Grekçe adı Bizans'tı.' şeklinde açıklama yaban G. Moravcsik zamanla buranın Konstantinopolis (Κωνσταντινοa3;πλις), Yeni Roma (Νέα Ρa4;μη) ve İstanbul adını aldığını ve Bizans'la ilgili kelimelerin Germanistik ve Romanistik şekilde türetilebileceğini belirtmiştir.

Bizansla ilgili kelime ve türetileri incelendiğinde Buzantion (βυζάντιον) adının Helence kökenli bir kelime olarak, Yunan mitoloji tanrısı Poseidon ile Nymphe Keroessa'nın oğlu Buzas'tan (βa3;ζασ) aldığını düşünebiliriz. Buzantion adı Grekçe'de Buzas ve -ados (βa3;ζασ ' άδος) kelime ve ekine dayanmaktadır ki bu kelimenin içinde Trakça ve İliryaca Beuz ve Buz kelimesi gizlidir. Bu nedenle Buzas'ın, Grekçe öküz ve inek anlamına gelen, güç ve bereketi temsil eden Bous (βoυς) isminden geldiği görülebilir.

Moravcsik, Buzantion kelimesinden sıfatların türetilebildiğini, iki dişil sıfat Busantias (βυζάντιάς) ile 'ados' un (άδος) sık sık Grekçe antolojilerde yer aldığını belirtmektedir. Ona göre Busantis, (βυζάντίς) ile 'idos (- ίδος) isim halindedir ve -e Busantis (ή βυζάντίς) kimi yazarlarca Bizantion yerine kullanılır. Bizantion aynı şekilde Bizans Şehri anlamında Bizantion Polis ve Buzantos Polis olarak da geçmektedir. A. Kazhdan ve C. Mango ise Bizans için 'Bizye Polis' tabirini kullanmıştır. Kazhdan ve Mango, Bizans'ın kurucusunun Byzas ve onun, Trakya kralının veya Semestre perisinin, oğlu olduğunu belirtmektedir. Bu iki araştırmacının tesbitine göre, Bizans kelimesine denk olan Bizantion kelimesinin Byz-Ant-ion kombinasyonundan oluşan iki isimli bir açıklaması olmalıdır.

İngilizce'de Byzantion olarak geçen kelime, Konstantinepolis' in MS. 330'da kuruluşuna kadar geçen zaman dilimi için daha lokal ve belirlenmiş bir bölgeye verilen adken, Byzantium ise bin yıldan daha fazla ayakta kalabilmiş bir Orta Çağ devletinin, Bizans Devleti'nin, geleneksel ya da öteki adı olarak kullanılmaktadır. Oysaki Bizans Kroniklerinde görüleceği üzere Byzantium, Byzantion gibi daha lokal ve belirlenmiş bölge olan İstanbul yarımadısı için kullnılmıştır. Kelimelerin her ikisi de Bizans şeklinde Türkçe'ye çevrilebilmektedir. By-zan-tian kelimesi ise yine isim halinde İstanbul şehrinin eski adı karşılığında Byzantion veya Byzantine kelimelerine yaklaşık bir ifadesi vardır, aynı zamanda isim tamlaması olarak Byzantine şeklinde Bizans halkı anlamlarında kullanılabilir. Böylece Byzantine kelimesi Eski Bizans şehrinin yerlisi veya sakini, Buzantinos 'βυζαντινa2;ς' ise Bizans şehriyle alakalı, Bizans İmparatorluğu'nun karakteristik özelliklerinin unsurları gibi anlamlar ifade edebilmektedir.

Nitekim Latince'de Bizans halkı için kullanılan Byzaceni, Bizans sakinleri demek olan Byzacene' den geldiği gibi Byzacenus ise Bizans'la alakalı olan anlamına gelmektedir. Byzantiacus kelimesinin Bizans devlet terimi, Byzantii ve Byzantini' nin Bizans halkları, Byzantium veya Byzantius'un Trakya'da bir şehir, Byzas'ın ise Bizans'ın kurucusu anlamlarında olduğunu söyleyebiliriz. Trakya'da bir şehir ismi olarak ayrıca Bizanthe kelimesinin kullanıldığını biliyoruz. Ayrıca bu kelime köküne akraba olan bir başka ifade de Bisellium dur. Bisellium bir şeref göstergesi olsun diye iki ayrı yere yapılan kuşatmayı veya Roma'da Sella Curulis'e eşdeğer biçimde bir kişinin oturabileceği mekan anlamlarında kullanılır. Biselliarius ise Bisellium üzerinde oturma hakkı olan kimseyi; Bisalliatus, Bisellium' un şereflileri anlamını ifade eder. Bizans adı ailesinden şimdilik kullanacağımız son kelimeyse Bezant' tır. Bezant kelimesi de Bizanslı, Bizans şehri; yuvarlak, çember gibi anlamlar içermektedir.

Sonuçta Bizans, şuan İstanbul olarak bildiğimiz tarihi yarımada için kullanılmaktayken, daha sonraki yüzyıllarda Roma İmparatorluğunun (D.Roma) adı haline gelmiştir. Buna neden olarak 1453'e gelindiğinde imparatorluğun yalnızca İstanbul'la sınırlı kalması gösterilebilir.
Bizans İmparatorluğu
Doğu Roma İmparatorluğu, ya da 16. yüzyılda Alman Hieronymus Wolff'un adlandırmasıyla Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun 395'te Doğu ve Batı olarak ikiye ayrılmasıyla ortaya çıktı. Başkenti Roma olan Batı Roma İmparatorluğu 5. yüzyılda Germen kabilelerince yıkıldı. Merkezi Konstantinopolis (bugünkü İstanbul) olan ve Doğu Roma İmparatorluğu da denen Bizans İmparatorluğu ise, bin yılı aşkın süre varlığını sürdürdü. Bizans'ın ortaya çıkışı, Roma İmparatoru I. Constantinus'un başkenti, Roma'dan bugünkü İstanbul'a taşımasıyla da yakından ilişkilidir.

Roma İmparatoru I. Constantinus (Büyük Konstantin), 330'da imparatorluğun başkentini eski Yunan kenti Byzantion'a (Bizans) taşıdı ve yeni başkente, Constantinus'un kenti anlamına gelen Konstantinopolis (Constantinopolis) adını verdi. Constantinus, Roma'dan senatörler ve yüksek memurlar getirterek Konstantinopolis'te yeni bir yönetim oluşturdu ve kenti yeniden imar etti. Roma çok tanrılı olmasına karşın, Konstantinopolis'i bir Hıristiyan kenti yaptı ve kendisi de bu dini benimsedi.

Bizans'ın yöneticileri kendilerini Roma İmparatorluğu'nun gerçek mirasçıları olarak kabul ettiler ancak öte yandan Roma ile ilişkilerini de sürdürdüler. Roma İmparatorluğu'nun batı kesimi küçük devletlere ayrılıp parçalanırken, Bizans İmparatorluğu bütünlüğünü korumayı başardı. Batıdan bağımsız olarak Doğu Akdeniz'de egemen olan Bizans İmparatorluğu, Yunan ve Roma uygarlıklarının son merkezi oldu.
Bizans İmparatorluğu kavramı tarihçilerin bir deyişidir ve İmparatorluğun hayatta olduğu dönemde hiçbir zaman kullanılmamıştır. İmparatorluğun Yunanca adı Basileia tön Romania (Roma İmparatorluğu) veya sadece Romania idi. Doğu Roma halkı da kendisini Romalı olarak adlandırırdı. Türkler ve Araplar ise Rum kelimesini kullanırlardı. Batı Avrupa'da imparatorluktan "Bizans" diye bahsedilmeye başlanması Alman tarihçi Hieronymus Wolf'un 1557 yılında Corpus Historiae By¬zantinæ adlı eserinin yayımlanmasının ardındandır. 1648 yılında Byzantine du Louvre (Corpus Scriptorum Historiæ Byzantinæ) ve 1680 yılında da Du Cange'nin Historia Byzantina adlı eserlerin yayımlanmasından sonra Montesquieu gibi Fransız yazarların arasında Bizans kelimesi popüler hale geldi.(Osmanlı.tr)

Daha önceleri Batı Avrupa'da imparatorluk Imperium Graecorum (Yunanlıların İmapartorluğu) olarak adlandırılırdı. Özellikle 800 yılında Şarlman'ın Papa III. Leo tarafından Kutsal Roma İmparatoru (Imperator Augustus) olarak taçlandırılmasından sonra Roma mirası konusunda bir rekabet başlamıştı. Papalar ya da Batı'daki yöneticiler Doğu Roma imparatorlarından bahsedeceklerinde Imperator Romæorum unvanını kullanırlardı zira Imperator Romanorum unvanı Şarlman ve onun haleflerine aitti. Bu sebeplerden ötürü Bizans teriminin kullanılmasındaki amacın Kutsal Roma Germen İmparatorluğu'nun rakibi Doğu Roma İmparatorluğu'nu tarih sahnesinden silmek olduğu düşünülebilir.
Bizans Konusunda Efsaneler
İlki; Poseidon ile Dereos ve oğulları olan VYZAS ‘İstanbul’da doğmuş ve bu kente adlarını vermişlerdir.Bu efsane İstanbul’u, Antik Grek tarihine yeterince bağlayamadığından, genel olarak ikinci efsane gerçek bir tarihmiş gibi kabul edilmiştir.
“Yunan Yarımadasındaki mağaradan yola çıkan göçmenler, başlarındaki VYZAS olduğu halde kendilerine yeni bir yurt ararlar. Delf’teki Apollon Tapınağının kâhinine başvururlar ve onun tavsiyesi üzerine Sarayburnu’na yerleşirler. Tarih –657.dir. Kurdukları kentin adı VYZAS’tan benzer, VYZANTİUM, BYZANTİUM gibi şekillerde karşımıza çıkar.
Ciddi bir dilci olan e bu efsane ile yola çıkan Paul Ketzchmer, bu adın kökenini bulmak için, büyük gayretler sarf etmiş, BİEZAS, BEUSANTİS gibi sözcüklere el atmış, ancak ortaya bilimsel ortamları tatmin edebilecek bir sonuç koyamamıştır. Prof. Dr. Afif Erzen “İstanbul Şehrinin Kuruluşu ve Sistemleri” adlı yayında P. KRETSCHMERİ’in çabalarını bütün ayrıntılarıyla açıklamıştır. 100.000 yıl önce “Yarımburgaz Mağarası”nda başlamıştır. Burada Mastodont kemikleri bulunmuştur.
İstanbul Yöresinde Tarih
İkinci yerleşim bölgesi, İstanbul’un Asya yakasındaki “Fikir Tepe Höyüğü”dür,Bakır Çağı, -4/3000’den sonra, üçüncü yerleşim bölgesi “Silahtarağa”dır.VYZAS’ın, İstanbul tarihini başlattığı “Sarayburnu’da ise –9. yy.’da “LYGOS”adlı bir balıkçı köyü vardır. Resmî olarak kabul edilen bu –9. yy.’dan sonra tarih +330’a atlamakta ve Roma İmparatoru Konstantin, İstanbul’u başkent olarak seçmekte, bu kente adını vermekte ve kentin adı “başkent” olarak KONSTANTİNOPOLİS olmaktadır.LYGOS ile Konstantinopolis arasında 1200 yıllık bir boşluk vardır.Bu durumda Bizans nerededir? Eğer böyle bir devlet varsa, Roma İmparatorluğuna ne olmuştur?
Bu konuda, Prof, Erzen’in, T.T.K.tarafından 1954 yılının Nisan ayında yayınlanan Belleten’in 70. sayısında aktardıklarını sıralayalım;

...XVII. yy.lın ortasında yaşamış olan Selanikli gramerci Romanos Nikheporos’un Vyrtgar Grameri’nde, Grekçe’de “şehre, şehirde” anlamına gelen “EİS-TİN POLİN” Türk gırtlağında bozularak İSTANBUL halini almıştır” der.

• Efsaneye göre, Konstantinapolis’e girmek isteyen Türklere nereye diye sorulduğunda “EİS-TİN POLİN” yani ŞEHRE diye cevap vermişler ve İstanbul ismi buradan kalmış.Bu durum önce E. Jackuet (Journ Asiat IX. S. 458), Psichiari ve onlardan sonra, Du Cange, (Glosser, med. Et Gaerc. 1687) adlı kitabına alınmış ve bu kitap esas kaynak olarak bugüne kadar, Bizans isminin paralelinde kullanılmıştır. 1453’ten itibaren, Konstantinapolis yerine EİS-TİN POLİN kırma kelimesi İstanbul dendiğini ileri sürmüştür.Aksi ve bu iddiaları çüretecek olarak;
• İstanbul’un fethinden önce, II. Murad zamanında bu kentin adı İSTANBUL idi. (Osman Turan,Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi,1965). X. Yüzyılda yaşamış olan tarih yazarı MESÛDİ, “Efenbih Velişref” adlı kitabında şehre, halk arasında BULEN denildiğini, resmî dilde ve aydınların dilinde ise (ASTAN-BULEN) adının kullanıldığını yazar ve şehre, KONSTANTİNİYE denilmediğini ilave eder. Bunun dışında bu iddia,hiçbir gramer kaidesine uymadığı gibi,tarih boyunca kentlerin adlarının oluşmasında bilinen faktörlerin dışında kalmaktadır. Aynı konuda H. Berberian, İstanbul Edebiyat Fakültesi Tarih Dergisi’nde; EİSTİN’in STİN sonunda da STAN’a dönüşmüş olmasını KHATAY gibi sözcüklerin Ermenicede de var olduğunu göz önünde bulundurarak bu değişimin Ermenice’ye atfedilmesi gerektiğini ileri sürmektedir. Berberian’a yalnız Mesûdi’nın İstanbulen’i değil, XIV. Yy’da, İbnî Battuda’nın İstanbul’u İZTANBUL, Gene XIV. yy. yazarı Vartan’ın, Ermenice coğrafya kitabında ESDAMPOL, Seyyah J. Schilberger XV. yüzyılda İSTANBOLI, STANBOL şekillerinde yazmış oldukları yeterli birer yanıttırlar.

4 yorum:

  1. Bu tarihsel yazıların ile sana hayranlığım artıyor beybim :). Babana söyle sana öle küçük beyinli falan demesin kızarım ona :D.

    YanıtlaSil
  2. "Bizans" tabirinin günümüzde halk arasındaki tezahürüde; 3 büyükler dediğimiz İstanbul klüplerine Anadolu klüplerinin taraftarlarınca yermek amaçlı kullanılmasıdır.

    Hatta şöyedir;
    "Yeditepeniz bir dağ etmez
    Biz tek siz 3'ünüz hiç farketmez
    Siz Bizansken biz Türktük
    Tarih yalan söylemez"

    Oh sabah sabah holiganizm ohhh... ciğerleri temizler bronşları açar...

    YanıtlaSil
  3. Ha bir de şu çift başlı kartalı bi yerde de görmeyelim. Selçukluda da bu vardı Almanlar da kullandı şimdi baktım Yunanlılar bile kullanmış. Ne kartalmış arkadaş, biz de yapışık ikiz falan mı kullansak naapsak.

    YanıtlaSil
  4. ehueh can sıkıntısı lalecim naparsın,acilen kendime somut bir uğraş bulmam lazım.=)

    Murat,bu kartallar bizim okulda da var.Kartallar yalnız uçar misali sanırım. =))

    YanıtlaSil